yar saçların lüle lüle
karapınar sana güle güle
çiçek verdim eline
sen teptin bile bile
Karanfilim bir tutam
oğlan boyundan utan
aşıklık çeke çeke
belin kalmış bi tutam
ah fındığım fındığım
dallarına konduğum
vermedi seni bana
sakalını yolduğum
sarı kağıt bükerim
yare gömlek dikerim
duydum yar eli sever
gömleğini sökerim.
Elimde sarı kağıt
Ağlarım saat saat
İşte ben gidiyorum
Oturun rahat rahat
bahçeye gel bahçeye
kuru fındık bulursun
alacaksan al beni
sonra pişman olursun
Ekin ektim düzlere
Diken oldum gözlere
İşte ben gider oldum
Ayaş kalsın sizlere
bir gül aldım bahçeden
koydun vazo keçeden
yar bu gül senin olmaz
çok inceleme köşeden
Hastanenin yatakları
taksinin kapakları
saat 10 dageliyor
Dalaman kopukları
havuz başında mülver
bülbül yuvada inler
benim kalbimde sen
senin kalbin de kimler
Sari taksi geliyor
Sarı eve giriyor
Çatla patla kaynana
Oğlun beni seviyor
Toprağında tasında
Benleri var kaşında,
Sen bahar içindesin
Bense ömrüm kışında.
Mani benim ezberim
Gül kokulu gözlerim
Eğer beni sevmezsen
Sevmeyi öğretirim
ayakkabısı kırmızı
annesinin biricik kızı
istedimde vermedi
sanki kralın kızı
tenekede katıran
belediyede oturan
kız evi değil mi
oğlan evini batıran.
Ne Orhan Ne Ferdi
Bir Tek Sen Anladın Derdimi
Söylesene Müslüm Baba:
Serhan Nereden Sevdi O Zalimi
İplik Serdim Sergene
Gönül Verdin Ergene
Niye Gönül Verirsin
Kendini Bilmeyene
kutu kutu bonbon
unutma beni tonton
bunu yazan bir böcek
elbet birgün ölecek
sevmek güzel şey
sevilmek onun kadar
sevipte sevilmemek
acıdır ölüm kadar
başımdaki tokalar
birbirini kovalar
ben burdan gidiyorum
sana kalsın buralar
Bizim evin önünde,
Cankurtaran bağırıyor,
Ne kabahat ettin yârim,
Jandarmalar arıyor.
Şu giden kimin oğlu,
Paltosu da ak kollu,
Dönüp bana bakmıyor,
Sanki vezirin oğlu.
Kara kabak bağ atar,
Altında yılan yatar,
Ben bilmem mi a yârim,
Goynunda neler yatar.
Karpuz kestim yiyen yok,
Ağızım yandı diyen yok,
Sevdiğime kavuştum,
Gözün aydın diyen yok.